
Emperyalizme Faşizme Karşı Halkların Direnişi, Meşrudur!
D.Trump emperyalist tekellerin dönemsel politikalarını uygulamaya çalışan bir hayduttur.
14 Temmuz 2025
Emperyalist-kapitalist sistemin çok yönlü krizler yaşadığı ve emperyalist savaş tehlikesinin daha da artığı bir dönemden geçiyoruz. Rusya ve Ukrayna savaşıyla başlayan, İsrail siyonistlerinin Gazze işgaliyle devam eden süreç, gelinen aşamada ABD-İsrail ve İran savaşıyla daha tehlikeli bir duruma evrilmiş durumda.
Bu çatışmalı süreçte kimi aktörler değişse de nedenler değişmiyor. Tüm bu yaşananlar, emperyalistler ve suç ortaklarının bölgede sürdürdükleri hegemonya mücadelesinin bir sonucudur. Ukrayna ile Rus emperyalistleri arasında süren savaşta, sahada Rus emperyalistleri karşısında Ukrayna devleti olsa da, onları bu sahaya sürükleyen gerçek suçlular, ABD ve kimi batılı emperyalist devletlerdir.
Ne yazık ki, emperyalist tekellerin çıkarları için on binlerce insan katledildi.
Bir o kadarı yerinden yurdundan edildi. Bu çatışmalı ortamda kazanan yine ABD ve batılı kimi emperyalist devletlerin silah tekelleri oldu. Emperyalistler içine düşmüş oldukları ekonomik krizleri savaşlarla-yıkım politikalarıyla aşmaya çalışıyorlar.
Sınıfsal konumları gereği bu haydutlarda alçaklıkta sınır yoktur. Gazze yanıyor, Gazze ateşler içinde. On binlerce insan katledildi. ABD ve kimi batılı emperyalist devletler hala İsrail siyonistlerinin kendilerini savunma hakkından söz ediyorlar.
Bu haydutlara göre, Gazzeli kadınlar, Gazze’de doğan çocuklar İsrail güvenliği için bir tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla bu cinayetleri işlemek katliamlar yapmak İsrail devleti için bir haktır.
Keza Gazzeli çocukların, kadınların katilleri, yalnız haydut İsrail devleti değildir. Asıl katiller bu iyonist devlete destek sunan başta ABD olmak üzere, batı Avrupalı merkezlerde oturan, hiçbir kural tanımayan haydutlar sürüsüdür. Bu nedenle Siyonizm’e karşı mücadele emperyalizme karşı mücadeleyle birleşmediği sürece, İsrail devleti gibi bölgede emperyalizmin ileri karakolu durumunda olan faşist devletler halka karşı suç işlemeye devam edeceklerdir.
Nitekim İsrail devleti, emperyalist efendileriyle birlikte her türlü haydutluğa başvurmaya devam ediyor. Devlet terörünü uygulamada yöntemler çeşitleniyor, ama saldırı gerekçeleri değişmiyor. “Nükleer silah”, “İsrail devletinin güvenliği” vb. zırvalar.
Hatırlayalım, Irak kimyasal silah yalanıyla, yarattıkları diktatörün kanlı icraatları bahanesiyle işgal edildi. Ve dünden bugüne yıkım-yoksulluk, gelecek kaygısı Irak halkının “kaderi” oldu. İşte emperyalistlerin halka sunduğu özgürlük(!) Çünkü gerçek olan şu ki, emperyalizm demokrasiye ve özgürlüğe düşmandır.
Her koşulda halka dayattığı bağımlılık ve kölelik ilişkisidir.
Irak’ta, Libya ve Suriye’de yaşananlarda bu gerçeğin ispatıdır. Dolayısıyla İsrail devletinin İran’a saldırısı da benzer niteliğe sahiptir. Ve ileri sürülen gerekçeler de neredeyse aynıdır. “Nükleer silah” ve “İsrail devletinin güvenliği”.
Tabii ki bu durumu, emperyalist devletlerin bölgesel çıkarları ve güvenliği olarak okumak daha doğru olacaktır. Bu durumu, emperyalist bloklar arasında bölgede süren hegemonya mücadelesi olarak tarif etmeliyiz.
Bu gerçekleri göz ardı ederek birçok gelişmeyi Trump’ın “akıl noksanlığıyla” veya ona “deli gömleği” giydirerek açıklamaya çalışmak büyük bir yanılgıdır. D.Trump emperyalist tekellerin dönemsel politikalarını uygulamaya çalışan bir hayduttur. Haydutlarda kural yoktur. Her şey günlük hatta anlık çıkarlara ayarlıdır.
Dünyada ekonomik-siyasal krizin derinleştiği, emperyalist savaş tehlikesinin arttığı böyle dönemlerde en saldırgan ve savaşa hazır olan devletlerin sözcüleri tam da bu nitelikte kişilikler olur. Emperyalist savaşların yaşandığı 20. yüzyıla bakın, karşımızda tam da böylesi haydutlar görürüz.