
Roj Wê Bê
“Newroz başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına umut ve coşku taşımaya devam edecektir. İçinden geçtiğimiz dönem yeni çatışmalara, saldırılara ve mücadele biçimlerine gebedir.”
18 Mart 2025
2024 Newroz’u 31 Mart yerel seçimlerinin gölgesinde gerçekleşmiş, ardından gerçekleşen seçimlerde Kürt halkı, Türkiye Kürdistanı’nda birçok belediyeyi kazanarak hem iradesini ortaya koymuş hem de kayyum rejimine karşı bir zafer kazanmıştır.
2024 Newroz’u kent uzlaşısı, kayyumlara karşı duruş, “Abdullah Öcalan’a fiziki özgürlük, Kürt sorununa çözüm” gibi tartışmalarla geçmiştir. Ancak üzerinden geçen bir yılda, çok fazla olay, “süreç”, tartışma ve gündemler sürüp gitmiştir.
Devletin saldırıları
2024 Newroz’unun hemen ardından gerçekleşen seçimlerde kazanılan belediyeler ve “Kent Uzlaşısı” kapsamında elde edilen yerler, kayyum saldırısıyla karşı karşıya kaldı.
Öncelikle Van’da gerçekleşen saldırı, halkın direnişiyle geri çekildi. Ancak saldırıların ardı arkası kesilmedi ve Hakkari, Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti, Dersim, Ovacık, Bahçesaray, Akdeniz, Siirt, Van ve son olarak Kağızman belediyelerine kayyum atandı. Bu haliyle hem kent uzlaşısı hem de Kürt halkının seçim iradesi gasp edilmiştir.
Kazanılan belediyelere ve seçilmişlere yönelik bu saldırılarla birlikte Kürt siyasetçilere, devrimcilere, sendikacılara, gazetecilere ve toplumun birçok kesimine yönelik çeşitli operasyonlar ve tutuklamalar gerçekleştirildi.
Aynı zamanda Rojava’ya dönük askeri operasyonlar, hız kesmeden devam etti. Devlet, yalnızca sıcak çatışma değil, halka dönük saldırılar da gerçekleştirerek, Kürt halkına yönelik imha ve inkar politikalarını tekrar ve tekrar ortaya koymuştur.
2024 yılının Aralık ayında Suriye’deki denklem değişerek, HTŞ’ye bağlı gruplar İdlib bölgesinden harekete geçmiş ve çok kısa bir sürede Şam’a ulaşmıştır. Bu sırada Esad ve şürekası hükümeti ve ülkeyi terk etmiş; Suriye’de “yeni bir sürecin” önü açılmıştır.
Hemen ardından TSK ve ona bağlı gruplar, Kuzeydoğu Suriye’ye doğru harekete geçmiş ve yoğun saldırılarla SDG güçlerine karşı çatışmaya girişmiştir. Buradaki siyasi gerçekliğe karşı TC hem içeriye hem uluslararası kamuoyuna açıklamalarda bulunmuş hem de gözdağı vermiştir.
Oysa Suriye’deki bu denklemin çözülüşünden birkaç ay önce mecliste MHP eliyle bir gündem açılmış ve barış için söylemlerin ve girişimlerin önü açılmak istenmiştir. Bu olaylar zincirinin neticesinde Abdullah Öcalan üzerindeki ağır tecrit kısmen kalkmış ve bir çağrı gerçekleştirilmiştir.
Sistem çatırdıyor
Yaşanan ekonomik darboğaz, işçi sınıfı üzerinde yükselen baskı, savaş bütçeleri ve politikaları giderek derinleşmektedir. Ezilen kitlelerde biriken büyük bir öfke ve sinerji söz konusudur.
Newroz ruhu bu direnişi sürdürmenin, zulme ve sömürüye karşı koymanın ta kendisidir.
Geçtiğimiz 8 Mart’ta kadınlar dört bir yanda sokağa çıkarak barikatları yıkmış ve ataerkil sisteme karşı seslerini yükseltmişlerdi. Bu ruhu, “Jin, Jiyan, Azadi” şiarını Newroz alanlarına taşımak gerekir.
Başta HTŞ güçleri eliyle yeniden dizayn edilmeye çalışılan Suriye’de Kürt kadınların gerçekliği olmak üzere, tümüyle kadınların direnişe olan bağlılığı ve kararlılığı herkes için sürükleyici ve cesaret verici niteliktedir.
İşçi, emekçi kitleler hareketlenmeye başlamış, grevlerin, eylemlerin, sendikaların sesleri yükselmeye başlamıştır. Mevsimlik işçilerin, gurbetçi işçilerin sesini, işçilerin birliğinin sesini alanlara taşımak, Newroz’un coşkusuna ortak etmek gerekir. Türkiye’de ve T.Kürdistanı’nda işçilerin durumu gün geçtikçe kötüye ve daha kötüye gitmektedir.
Öyle ki T.Kürdistanı’nda uygulanan imha ve inkar politikası kapitalist sistem yoluyla her gün, her işçiye uygulanmaktadır. Kürt işçi sınıfı bu baskının altında daha fazla ezilmektedir. Hatta göçmen ve kayıtsız işçiler bu baskı karşısında daha da çaresiz durumdadır.
Tüm bu çıkmaz karşısında Newroz’u bize yol gösterecek şekilde kutlamalı ve dayanışmanın önünü açabilmeliyiz.
Geleceksizliğe, dillerinden mahrum bırakılarak asimilasyona mahkûm edilen Kürt gençleri, berbat iş koşullarına, ücretlere, güvencesizliğe karşı Newroz alanlarına sözünü taşımalıdır.
Gelinen noktada Newroz Kürt ulusunun, Ortadoğu halklarının zalimlere günümüz Dehak’larına arşı direnişi ve mücadelesinin sembolü olarak güçlü bir şekilde sahiplenilmelidir.
Geçen onlarca yılda, Kürt halkının tekrar tekrar ispat ettiği mücadele ve direniş ruhu bu seneki Newroz’a da ev sahipliği yapmalıdır. Kürt halkı gücünü, mücadelelerindeki haklılık ve kararlılıktan almaktadır.
Ezilen Kürt ulusunun, hâkim ulusun imha, inkâr ve asimilasyonundan kurtuluşu, Demirci Kawa’nın zalim Dehak’a karşı gelişinde yani Newroz ruhunda saklıdır.
Newroz başta Kürt halkı olmak üzere tüm bölge halklarına umut ve coşku taşımaya devam edecektir. İçinden geçtiğimiz dönem yeni çatışmalara, saldırılara ve mücadele biçimlerine gebedir. İrademizi ve inancımızı yitirmeden, halklar için gelecek baharın, demokratik ve eşit bir geleceğin inşası için işe koyulmalıyız.